Tanktarihi.tr.gg


Geçmişten Günümüze Tank Tarihi
Tanktarihi.tr.gg - Tank Nedir

Geçmişten Günümüze Tank Tarihi

Tank Nedir

Tanktarihi.tr.gg - Tank Nedir?
Tankın Doğuşu

İlk çağlardan beri insanlar darbe tesiri yapacak, dehşet saçacak tahripkar savaş
araçları bulmak için devamlı çaba göstermişlerdir. Bunların çeşitli sonuçlarını,
devirlerinin basit teknolojilerine göre de olsa eski Çinlilerde, Asurlularda, Mısırlılarda,
Romalılarda iki tekerlekli hafif savaş arabaları, kapalı savaş arabaları, orta çağın zırhlı
şövalyeleri ve ağır süvarisi şeklinde görebiliyoruz. Hannibal ve Timur'un filleri de
bugünün tankları gibi kullanılıyordu.

  *Hannibal'ın Savaşçı Filleri
 
Rönesans İtalya'sının meşhur büyük sanatçısı Leonardo da Vinci, üstün hayal
gücü ve başarılı çizimleriyle modern tankın ve zırhlı aracın bir taslağını ortaya
koyabilmiş ve kullanılmasını da aynen şöyle açıklamıştır: “Kapalı, emniyetli ve tahribi
güç savaş arabaları yapıyorum. Bunlar toplarıyla ateş ederek ilerlediklerinde en
kuvvetli düşman safları dahi çözülerek geri çekilmek zorunda kalacaktır. Bunların
arkasından kendi piyademiz emniyetle ve mukavemetsiz ilerleyebilecektir” 

 *Leonardo Da Vinci'nin Tasarladığı Oraklı Araba
 
Yüzyıllar boyunca bir çok askeri ve sivil şahıs Leonardo da Vinci gibi kesin
sonuç silâhları yapmaya çalıştılar.

1914 yılında Birinci Dünya Savaşı başladığında taraflar tamamıyla klasik
hareket konseptine bağlı idiler ve o zamana kadar ortaya çıkmış seri ateşli toplar ve
geliştirilmiş makineli tüfekler gibi modern silâhların bu askeri harekât karakterini büyük
ölçüde etkilemeyeceği düşünülüyordu.

1914 yılında savaşa girildiğinde hasım taraflarda bu mücadelenin yıllar, aylar
değil sadece haftalar içerisinde bitirileceğine dair genel bir inanış vardı. Fakat
Fransa'nın kısa zamanda yenilmesini sağlamak amacıyla hazırlanmış olan
SCHLIEFFEN PLÂNI (Şiflen Plânı), yapımcısının istediği şekilde uygulanamayıp
Almanların MARNE' de durdurulması ve Fransa'nın mağlup edilememesi cephede
büyük bir durgunluk yarattı ve İsviçre sınırından başlayıp Manş Denizi kıyılarına kadar
uzanan karşılıklı siper sistemi ile çarpışmalar değişik bir şekil alarak 20 'inci Yüzyılın
ilk büyük savaş gerçeği kendisini gösterdi. Siper harbi ile her iki taraf için çok zayiatlı,
çok kanlı bir dönem başlayarak savaş dört yıl devam etti.

Kasım 1914 sonunda, savaşın başlamasından üç ay sonra İngiliz ve Fransız
zayiatı bir milyon insana yaklaşmıştı. 1915 sonbaharına doğru ise, süvarinin yarma
harekâtı için kullanılmasında ısrar ediliyordu.

Bu görüşlerle 1915 sonuna kadar karşılıklı topçu düellosu ile düşman tahkimat
ve makineli tüfek yuvalarının tahribiyle vakit geçirildi. Bu sırada Yb.Swinton 'un
gayretleri sona yaklaşıyordu. Swinton, Fransa'daki muharebelere katılmış ve harekât
imkânlarını kaybetmiş orduların ataletini, mevzi harbinin insan ve malzeme yutan
müthiş bir ejder olduğunu müşahede etmişti. Onun harpten evvel düşünüp uygulamaya
koyamadığı “Kara Destroyeri” fikrini, Harbiye Nezaretine, generallere kabul
ettirebilmek için mücadelesine Churchill destek olmuştu. Swinton geniş bir mühendis
ve teknisyen kadrosuyla ilk tankın şekil ve evsafını tespit etmiş ve üretime de
geçilmişti.


* İlk Tank Prototipi - Little Willie

Eylül 1915'te ilk tankın tecrübesi Wembly Parkta (Vembli Park) yapılmış ve
tecrübe olumlu sonuçlanmıştı. Şimdi bu cisme bir isim bulmak gerekiyordu. Birçok
isimler teklif edilmiş ve sonuçta gizlilik bakımından en uygun olan TANK ismi uygun
görülmüştür. Bisley'de Siberie Camp (Siberya Kamp) bölgesinde ilk tank eğitim sahası
kuruldu. Mürettebat, ordu birlikleri içinden ve gönüllüler arasından seçildi. Bu
mürettebat ne için seçildiklerini ve geldiklerini bilmiyorlardı. Zira henüz ortada
kullanacakları silâhları yoktu. İlk eğitim programları piyadecilik, makineli tüfek,
haritacılık, motor tekniği ve 6 paundluk topun kullanılması idi. İlk tank “Mark 1”
 eğitim merkezine geldiği zaman gönüllülerin bir çoğu bu cismi gördükten
sonra bu sınıfa geçmeyi reddettiler. Onlar bu biçimsiz demir kitlesinin yürüyeceğinden
bile şüphe ediyorlardı. Bununla beraber ilk teşkilat kurulmaya başlandı ve bu sınıfa
“Motorlu Makineli tüfek” adı verildi. 27 Temmuz 1917 yılından itibaren bu sınıfın adı
TANK olmuş ve bu suretle bugünkü tank sınıfının temeli atılmıştır.
 

* Savaşan İlk Tank - Mark I

Mark 1 Tankı:
Üretim Tarihi : 1915
Mürettebatı : 8 kişi
Silâhları :1 adet 6 paund'luk top, 4 adet Ağ.Mk.Tf.
Zırh Kalınlığı : 6-12 mm.
Uzunluk : 9,75 m.
Genişlik : 4,15 m.
Yükseklik : 2,45 m.
Ağırlık : 31 ton.
Motor : 105 beygir.
Hareket Sıası : 12 mil (53 Galon ile).

 
Tankın İlk Kullanımı:
 
15 Eylül 1916 sabahı Almanlar, mevzilerini çevreleyen sıralar halindeki tel
örgülerin ve ölüm kusan makineli tüfeklerin emniyeti altında ve aşılmaz zannettikleri
mevzilerinde baskına uğramışlardı. Sabahın erken saatlerinde, hafif puslu bir havada, içi
su dolu bir mermi çukurunda, uykusuzluktan ve yorgunluktan bitkin bir halde bulunan
gözcü Fritch'i, bir hadise canlandırmıştı. Gözlerine inanamıyordu. Asap bozan madeni
gürültüler ve yaklaştıkça büyüyen cisimlerin çukur, hendek, çamur, tel örgü dinlemeden
ilerlemekte olduklarını hayret ve şaşkınlıkla seyrediyordu. Derhal telefonuna sarıldı,
gördüklerini anlatmak istedi. Onunla alay ettiler. Nöbet yerini terk ederek gördüklerini
şifahi olarak anlatmak istedi. Onu korkaklıkla itham ettiler. Çaresiz bu ejderhaları
bekledi ve kısa bir süre sonra Fritch ve yüzlerce arkadaşı bu amansız silâhların paletleri
altında can verdiler. Bu insanlar, çamur ve cesetler arasında ilerleyen, harp tarihinde
büyük bir inkılap yaratan yeni bir harp vasıtasıyla; “TANK” ile tanışmışlardı.

İngilizlerin kısmen eğitim ve teşkilatı tamamlanmış iki tank bölüğü Fransa'ya
geçirilmişti. 10 Eylül 1916 günü bu tanklar trenlerle SOMME cephesine yakın LOOP
istasyonuna indirilmişlerdi. Bu istasyon cepheye 10 mil kadar uzaklıkta idi. İndirme
geceleyin yapılmış ve birlik önceden keşfedilmeyen ve bu birlik tarafından bilinmeyen
bir bölgede toplanmıştı. Ertesi gün taarruzun hazırlanması amacıyla bu bölüklerin
komutanları cephedeki kolordu ve tümen komutanlarını ziyaret etmişlerdir.

Maksat düşman durumu ve arazi hakkında bilgi edinmek ve taarruzu
plânlamaktı. Fakat bölük komutanları isteklerini anlatacak ne bir komutan ne de bir
karargâh subayı bulamadılar. Başkomutanlığın emriyle bir konferans gerçekleştirildi.
Muhtelif sınıf subaylarından ve komutanlarından müteşekkil bu konferansta tank
subaylarına piyadenin taarruz ve topçunun destek plânları şifahi olarak anlatıldı ve
tankların piyadenin taarruz saatinden bir buçuk saat önce harekete geçmeleri
kararlaştırıldı. Bulunulan bölge tank subayları tarafından bilinmiyordu. Ellerinde
bölgenin haritası dahi yoktu. Bu şartlar altında tank subaylarının tek yapabildikleri iş
şoförlere görülebilen arazi kısımlarını göstermek olmuştur.
 
14-15 Eylül gecesi tanklar taarruz mevziine yaklaşmak için toplanma
bölgesini terk ederek bilinmeyen bir arazide güçlükle ilerlemiştir. Birçok tank yolda
arızalanmış ve bu sebeple 49 tanktan ancak 32 tanesi cepheye varabilmişti. Cepheye 32
tankın varışı evvelce 49 tanka göre yapılmış olan plânın değiştirilmesini gerektirmiş ve
17 tank 14'üncü ve 15'inci kolordulara, 8 tank 30'uncu kolorduya verilmiş ve 7 tank da
ihtiyat kuvvetlerine tahsis edilmişti.

Tanklar piyadenin taarruz saatinden bir buçuk saat evvel harekete geçmişti.
Düşman cephesi kısa bir zamanda yarılmış ve birkaç mil geriye atılmıştı. Fakat ne yazık
ki bu ejderlerin de takati burada tükeniyordu; çünkü benzinleri azalmıştı. Bütün bunlara
rağmen, bu ilk tank taarruzu bir tank taktiğinin doğmasına sebep olmuştu.

Her ne kadar bu silâh baskın tesiri yapmış ve ümit edilmeyen az bir zayiatla,
Alman cephesinin sınırlı bir kısmını yarabilmişse de istenilen netice tam olarak şu
sebeplerle elde edilememişti;
 
  •  Personelin yetersiz eğitim görmüş olması,
  • Tankın hareket sığasının azlığı,
  • Teknik bakımdan kullanma güçlüğü,
  • Tankın kullanılması için bir taktik tespit edilmiş olmaması,
  • Tankın kitle halinde kullanılmış olmaması.

İlk tank taarruzunu müteakip bir çok askeri yazarlar şu ana fikir etrafında
toplanıyorlardı; “İngilizler büyük bir askeri baskın imkânını kaybetmişlerdir. Eğer bu
silâh çok miktarda ve zamanında kullanılabilseydi harbin seyri de değişebilirdi.”

Bu görüşlerin gerçeğe uygun olduğu kabul edilebilir. Ancak tankın ilk
yaratıcısı olan Yb.Swinton'un bu silâhın muharebeye sokulması için bir müddet daha
tatbikatlarda denenmesi düşüncesi İngiliz generallerince kabul edilmemiştir. Generaller:
“Böyle bir silâh dost arazisinde değil, gerçek muharebede ve düşmana karşı tecrübe
edilmelidir” tezini savunarak Yb.Swinton'u susturmuşlardır.
 
Almanlar ise taarruzdan üç ay sonrasına kadar dahi bu taarruzun tesirinden
kurtulamamışlardı. Böyle bir silâha karşı aynı tip bir silâhla karşı koymak fikrini çok
geç ele aldılar. Almanları buna sevk eden ana fikir, onların harbin birkaç ay içinde
biteceğine inanmış olmaları idi. Bu sebepledir ki Ocak 1918 tarihine kadar hiçbir
teşebbüse geçmemişler ve ancak bu tarihte beş tanklık bir kısmı cepheye sürmüşlerdi.
Hatta bu kısmı teftiş eden Mareşal HINDENBURG “Bu araçların fazla bir iş
yapacaklarını zannetmiyorum. Fakat madem ki bir defa yapılmış tabiidir ki biz de
kullanacağız”demişti. Mareşâlin bu silâh üzerindeki güvensizliği bu sınıfı teşkil eden
Alman mürettebat üzerinde çok kötü bir tesir yapmıştı.

Her ne kadar ilk tank taarruzu kısmen başarılı olmuşsa da sevk ve idaredeki
hatalar ve eğitim noksanlığı bariz bir şekilde göze çarpıyordu. Cepheye varabilen
tanktan piyadeye yol açarak ilerlemelerini sağlamış ve düşman mevzilerinde oldukça
önemli tahribat yapmışlardı. 9 tank taarruz eden kuvvetlere katılmamışlarsa da geride
kalan mukavemetlerin temizlenmesinde büyük işler başarmışlardı. Geri kalan 9 tank
arızalanmış, 5 tanesi de tahrip edilmişti. Görülüyor ki, asıl taarruza katılan 9 tanka
rağmen başarılan iş ve alınan netice oldukça iyiydi. Bu taarruzun sonunda şu teknik ve
taktik sonuçlara ulaşılmıştır;
 
  • Tank, etkili bir taktikle kullanılmadığı taktirde bu silâh dramatik bir icattan başka bir mana ifade etmez.
  • Tank taktiği geliştirilmeli ve tanklar kitle halinde kullanılmalıdır.
  • Eğitim önemli bir faktör olarak ortaya çıkmıştır. Gerek tank ve gerekse desteklediği birlikler müşterek eğitime tabi tutulmalı ve buna gereken önem verilmelidir.
  • Tank, teknik bakımdan birçok kısımlarıyla ele alınmalı ve geliştirilmelidir.
  • Zırh kalınlığı yeterli değildir.
  • Tankın gerisindeki kuyruklu tekerlekler ağır ve mahzurlu görülmüştür.
  • Tankın hareket sığası çok azdır.
 
15 Eylül 1916 tarihinde Flers'de Mark-1 tankının kullanılmasını müteakiben,
Fransa da ilk defa 16 Nisan 1917 tarihinde Schneider tanklarını Berry Aubac'te ve
ardından 5 Mayıs 'ta St. Chamond (Seint Kamond) 'da muharebeye soktu.

*Fransız Schneider CA1 Tankı

1917 yılı
sonunda İngiltere'de orta tankların serisi olan Whiffet tankı hizmete girdi. Bunun
ağırlığı 14-20 ton ve menzili 100 km idi. Fransa'da 1918 yılında Renault-FT hafif
tanklarının seri halinde üretimine başlandı. Fransız ve Amerikan kuvvetleri hemen bu
tanklarla donatıldı. Daha sonra birçok ülkeye yayılan bu tanklar iki dünya savaşı
arasındaki devrede zırhlı silâhların temeli olmuştur.

*Fransız Renault FT-17 Light Tankı

1918 yılında taarruz hazırlıkları ağır
tankların ortaya çıkmasına yol açtı. Bunun Fransız prototipi olan FCM I-A tankının
ağırlığı 42 ton idi ve 105 mm topla donatılmıştı. Özellikle FCM II-C tankı 68 ton
ağırlığında ve Fransa'nın kuzey kanallarından geçebilecek güçteydi. 35 tonluk, 57 mm
iki top taşıyan ve 1918'de İngiltere'de üretilen Mark-V tankı 1930'a kadar
hizmette kaldı.
 
*Fransız FCM II-C Super Heavy Tankı
 
1919 barışını izleyen 15 yıl boyunca birçok ülkede başarılı tank modelleri
yapıldı, fakat savaş stoklarının bolluğu yüzünden seri üretime geçilmedi. Fransa, taret
altında 155 mm'lik top taşıyan bir tankı incelerken, İngiltere 1921'de ilk amfibi tankı
çıkardı; ABD ise orijinal ilk tankı Christie (Kristi) 'yi 1931'de üretti. Bu tank 13 ton
ağırlığında idi ve tekerlek veya palet üzerinde hareket ediyordu.


* Amerikan Christie Tank

Aynı tarihte Fransa'da
üretilen D-1 tankı (47 mm'lik top, 13 ton ağırlık, hızı 18 km/saat) Birinci Dünya
Savaşından kalma tankların sonuncusudur. Ancak, bu modelde de bir değişiklik
yapılmış ve bir telsiz eklenmiştir. Gerçekten, 1933'de yapılan birçok hafif tank yeni bir
eğilimi gösterir. Bir ağır makineli tüfekle donatılan ve 10-12 mm kalınlığında zırhları
bulunan, 3,5 ton ağırlığındaki bu yeni tankların hızı saatte 40-60 km 'ye ulaşmıştı.
Bunlar arasında Fiat Ansaldo, İngiliz Vickers ve Fransız Renault tanklarını sayabiliriz.


* Fransız  D-1 Tankı

1936 yılında yeniden genel silâhlanma ile İkinci Dünya Savaşının
başlangıcında yeni tanklar ortaya çıktı. Bu tanklarda motorlarda gerçekleştirilen
gelişmeler ton başına 10 bg 'nün aşılmasını sağladı. Optik aletler daha duyarlı hale
getirildi. Hemen hemen bütün tanklara yerleştirilen telsiz, o güne kadar kullanılan flama
sisteminin yerini aldı. Bununla birlikte bu tankların yapımında güç (silâh), hız (motor)
ve ağırlık (zırh) etkenlerini uzlaştırma amacı güdülmüştü ve bu tanklar birer deneme
niteliğindeydi. Bu tanklar arasında 10 tonluk hafif tanklar Renault R-35, R-40, Hotchkis
H-35, H-39, FCM-36 sayılabilir.


* Fransız Renault R-35 Tankı


* Fransız Hotchkiss H35 Tankı
 
Almanya'da ise önce çok hafif tanklar yapıldı; bunlar sadece ağır makineli
tüfekle donatılmıştı. Fakat, İspanya iç savaşında alınan derslerden sonra daha ağır ve
daha iyi zırhlandırılmış tankların üretimine başlandı.
 
37 mm'lik top taşıyan Amerikan M-3 ve M-5 tankları İkinci Dünya Savaşının
ikinci yarısında en iyi hafif tanklardı. Bunların gücü ve dolayısıyla ağırlıkları önemli
derecede artmıştır. Alman silâhlı kuvvetleri ise Panter ve daha sonra Tiger tanklarını
kullandı. Rusya ise bu konuda başarılarını T-34 tankına borçludur.


* Amerikan M5 Light Tankı


* Efsanevi Alman Tiger Tankı


* Rus T-34 Tankı

T-34 tankı
sahraya uygundu ve yumuşak toprakta hareket etmeye çok elverişli geniş paletlere
sahipti. 1944'te 122 mm'lik topla teçhiz edilmiş, kalın zırhlı ve oldukça düşük hızlı Stalin
tankı ortaya çıktı.


* Rus Stalin Tankı (IS)
 
Başlangıçta teçhizatı bulunmayan ABD önce Fransız B tankının kötü bir
kopyası olan Grand tanklarından  faydalandı. Sonra seri halinde Sherman
Tanklarının üretimini başardı. Bu tank daha sonra çok sayıda, bütün müttefik ordularına
yayıldı. Bunlar, Fransız FT ve Rus T-34 tanklarıyla birlikte tank tarihinin en başarılı
örneklerinden biridir.


* Amerikan Sherman Tankı
 
İngiltere ise bu dönemde 26 tonluk Matilda, 16 tonluk Valentin, Churchill
tanklarının yanında; süratli, 47 mm'lik topla teçhiz edilen Cruiser tanklarının değişik
tiplerini kullandı.


* İngiliz Cruiser Tankı
 
İkinci Dünya Savaşından sonra ordular, yaklaşık olarak 50 tonluk tanklarla
donatıldı. Rusya'da Stalin tankları, ABD ve batı ülkelerinde Patton tankları, İngiltere'de
Centurion ve Conqueror tankları; bunlar taret içinde 80-112 mm çapında toplarla teçhiz
edilmiştir ve çoğunda telemetre ve uçaksavar topu bulunur. Aynı yıllarda Alman
ordusu, Panter'in değişik bir versiyonu olan 40 tonluk tanklarla teçhiz edildi.


* Amerikan Patton Tankı


* Alman Panther Tankı
 
1945'den sonra güdümlü mermiler ve çukur imlâ haklı mermiler gibi tankın
amansız düşmanı olan iki silâhın ortaya çıkması üzerine tankın değeri tartışma konusu
oldu. Fakat nükleer silâhların keşfi tankın gerçek değerini yeniden ortaya koydu.
Gerçekten de tank yalnız infilak yelinden, ısı ve ışınımdan korunmayı sağlamakla
kalmaz, paletleri sayesinde alt üst olmuş araziden bile geçerek radyoaktif kirliliğe maruz
kalan bölgeden hızla uzaklaşabilir.
 
Muharebe sahnesine 1916'larda çıkarak kullanıldığı ilk günden bu yana artan
bir performans ve kapasiteyle 2 'nci Dünya Harbi ve sonrasındaki mahalli harplerin
karar silâhı olma özelliğini taşıyan ve zırhlı birlikler kavramının merkezinde yer alan
tank, özellikle 1970'li yıllarda gelişen tanksavar silâhları karşısında etkinliği açısından
tartışılmaya başlanmış ise de, seyyar ateş gücü, darbe etkisi, beka yeteneği gibi belirgin
ve üstün özellikleri sayesinde tercihler tank yönünde ağır basmış, Zırhlı Birlikler
dendiğinde akla ilk gelen tank olmuştur.
 
Kendisine karşı özellikle kullanılan tanksavar silâhları ve diğer silâhlar
karşısında beka yetenekleri açısından yıllardan beri tank lehine olan üstünlüğün
bozulmak istenmesi yönünde sarf edilen her türlü gayrete rağmen bu üstünlük
bozulmamış, hiçbir silâh tankın sahip olduğu yetenekleri ve onun silâh sistemleri
içindeki ayrıcalığına tek başına sahip olamamıştır.
 
Bununla birlikte, günümüzde süratle gelişen teknolojinin de yardımıyla Zırhlı
Muharebe Araçları, Zırhlı Personel Taşıyıcılar, Kundağı Motorlu Top ve Uçaksavarlar
ile Roket Sistemleri, Zırhlı Helikopterler, Zırhlı Birlik Harekâtını destekler ve bütünler
hale gelmiştir.
 
Günümüzde paktların dağılması, dengelerin değişmesi sonucu dünya
jeopolitiğindeki süratli ve ani gelişmeler, bölgesel kriz ve çatışma ihtimallerinin daha da
artmasına, yeniden elde edilen bağımsızlıklar ise etnik ya da dini kökenli karışıklıkların
çıkmasına neden olmuştur.
 
Bu karışıklıklar ve çeşitli sebepler sonucu çıkan çatışmalar nedeni ile bir türlü
devamlılığı sağlanamayan barış ve güvenlik ihtiyaçları, sahip olduğu özellikleri itibari
ile tankların gelecekteki karar silâhı olmaya devam edeceğini göstermektedir.
 
Tanklardaki beklenen gelişmeleri yine onun temelini oluşturan ateş gücü, beka
yeteneği, komuta kontrol ve hareket yeteneği başlıkları altında incelemenin uygun
olacağı değerlendirilmektedir.


Ateş Gücü

Silâh Sistemi 

Halen batı ülkeleri tanklarında kullanılan tank topu çapları
105/120 mm, Doğu Bloğu ülkeleri tarafından üretilen tanklarda kullanılan tank topu
çapları ise 115/125 mm' dir. Yakın gelecekte, modernize edilecek ara nesil tanklarda
tank topu çaplarını 105 mm' den 120 mm' ye yada 115 mm' den 125 mm' ye çıkarılması
hariç önemli bir değişikliğin olacağı beklenmemektedir.
 
Tnk. K. ve Nşc.ya sağlanan termal görüş imkânı, zaman içinde Tnk. K. ve
şoförüne bağımsız görüş sağlayabilecek şekilde geliştirilmiştir.
 
Atış Kontrol Sistemi:

Tankların büyük bölümünde YAG tipi, bir
kısmında ise CO2' li lazer mesafe ölçücüler kullanılmaktadır. Yapılacak
modernizasyonlarda bütün tanklarda CO2' li tipte lazer mesafe ölçücülerinin
kullanılacağı, daha sonraki yıllarda üretilecek yeni tip tanklarda lazeri yedekleyen ikinci
bir mesafe ölçücü sisteminin kullanılacağı beklenmektedir. 2'nci Dünya Savaşı sonrası
üretilen tanklarda kullanılan hesaplayıcılar, 1970 yılı sonrası üretilen 2'nci ara nesil
tanklarda, yerini analog hesaplayıcılara bırakmıştır. Üçüncü nesil tanklarda kullanılan
hesaplayıcılar dijital olup tüm balistik bilgiler (Hava sıcaklığı, mermi sıcaklığı, rüzgar
hızı, hava basıncı, tankın eğimi vb.) algılayıcılar vasıtasıyla otomatik olarak
iletilmektedir.

Cephane:

Tank toplarıyla atılabilen iki tip tank topu cephanesi vardır.
Bunlar, Tank vb. kalın zırhlı hedeflere karşı kullanılan “Kinetik enerjili” mühimmat ile
“Kimyasal enerjili” mühimmattır. Kuyruk dengeli sabotlu zırh delici izli APFSDS-T
mühimmatını tanklarda esas mühimmat olarak kullanımına devam edileceği
ancak ilk hızının yükseltilmesi, mermi boyunun uzatılması, merminin delme özelliğinin
arttırılması amacı ile zayıflatılmış uranyum kullanılarak performansın arttırılması
çalışmalarının sürdürüleceği değerlendirilmektedir. Kimyasal enerjili mühimmat
HEAT-T'nin yerini çok amaçlı kullanılabilen HEAT-MPT mühimmatı almış olup halen
kullanılmaktadır. Geçmişte tam atım olarak kullanılan tank topu cephanesi kovanı,
yerini yanar tip kovana bırakmıştır. Top çaplarının büyümesi nedeni ile tanklarda
otomatik doldurucunun kullanımı sonucu gelecekte mühimmatın tamamen yanar tip
kovanlı üretileceği ihtimalini kuvvetlendirmektedir.


* APFSDS-T  Mermisi

Otomatik Doldurucu:

Doğu Bloğunda tank mürettebatının azaltılarak
zayiatın düşürülmesi maksadıyla T64 Tankıyla birlikte otomatik doldurucu kullanımına
başlanmış, batı ülkelerinde ise ilk uygulama Fransa tarafından üretilen Leclerc tankında
yapılmıştır. Mürettebatın azaltılması, tank boyutlarının küçültülmesi yanında;
büyüyen top çaplarına paralel olarak kullanılan mermi ağırlığının artması nedeni ile
dolduruşun insan gücüyle yapılmasının zorlaşması, tankta taşınacak cephane miktarının
azalması ve iki atım arasındaki zaman farkının artması zafiyetini ortadan kaldırmaya
yönelik olarak kullanılan otomatik doldurucu; hedefin süratle ateş altına alınabilmesi
yönünde avantajlar sağladıysa da sistemin arıza yapması halinde tekrar elle dolduruş
yapabilme zorluğunun aşılamaması sistem için yeni bir zafiyet doğurmuştur. 2000 yılı
sonrasında üretilecek yeni model tanklarda top çaplarının arttırılması ihtimalinin,
otomatik doldurucu sisteminin uygulanmasını zorunlu hale getireceği
değerlendirilmektedir.

Beka Yeteneği

Zırh Koruması:

Zırh koruması tankın ortaya çıktığı 1916 yılından beri beka yeteneğinin
temelini oluşturmuş ve hem tank üretiminde hem de tanksavar silâhlarının geliştirilmesi
üzerinde en çok çalışılan konu olmuştur.
 
Tankların 1'inci Dünya Savaşında ortaya çıkışında, ortalama 12 mm 'lik bir
zırhla kaplı oldukları biliniyordu. 1945 'lerde ise Amerikan Pershing tanklarında 102
mm, King Tiger tanklarında 185 mm'lik homojen (döküm çelik) zırh kullanılmıştır.
Daha sonra çukur imlâ prensibi ile çalışan tanksavar mermilerinin ortaya çıkışı ile
mevcut tank zırhlarının geliştirilmesi gerekliliği doğdu ve kuvvetlendirilmiş çelik,
alüminyum ve değişik maddelerin kullanıldığı boşluklu ikinci bir zırh ilâvesi ile çukur
imlâ haklı mermiler karşısındaki zafiyet aşılmaya çalışıldı. Zırh geliştirme çalışmaları
İsrail 'in bulduğu ve 1982 yılında kullandığı “REAKTİF ZIRH” ile devam etti.
Bu zırh çok basit olarak tankın en çok tehlikeye maruz kalan bölmelerine
yerleştirilen özel ve hassas patlayıcılar içeren kutulardan oluşur. Bu patlayıcıya temas
eden çukur imlâ haklı mermi, bu patlayıcının derhal patlamasıyla meydana gelen etki
sonucu geri itilir ve zırha zarar veremez. Bu avantajın yanında reaktif zırha sahip
tankların ağırlığı 850-1500 kg artmaktadır. Fakat reaktif zırhın sağladığı korumanın
ancak 10 tonluk çelikle sağlanacağı da göz ardı edilmemelidir. Zırhın tanksavar
mermilerine karşı bu üstünlüğü “TANDEM” çift infilaklı harp başlığına sahip yeni
füzeler ortaya çıkarmıştır. Ayrıca hem kinetik hem çukur imlâlı mermiler (Explosively
Formed Project) ile geliştirilmesine başlanmıştır. Tanka üstten isabet edecek füzeler de
reaktif zırha rağmen etkili olabilmektedir.


* Reaktif Zırh
 
Çift infilaklı mermilere karşı yürütülen zırh geliştirme çalışmaları sonucunda
İngilizler tabakalı ve birleşik (CHOBHAM) zırhı buldular. Bu zırhta tabakalar halinde
çelik, plastik ve özellikle seramik mevcuttur. Ana madde seramiktir ve çelikten sert olup
erimez. CHALLENGER, M1 ABRAMS, LEOPARD2, T64/72/80 serisi tanklar bu zırh
çeşidinin ürünüdür. Bu zırh çukur imlâlı mermilere karşı tam, kinetik enerjili ve
TANDEM mermilere karşı kısmen koruma sağlar ve bunların deliş gücünü emebilecek
özelliktedir.


* CHOBHAM Zırhı
 
Kinetik etkili mermilerin delici özelliklerini tamamen ortadan kaldırabilmek
için Amerikalıların geliştirdiği zayıflatılmış uranyumlu zırh, zırhları tekrar delinmez
hale getirmiştir. Bu zırh çeşidi 1988 yılından itibaren M1A1 ve M1A2 tanklarında
kullanılmaktadır.
 
Tanksavar mermilerindeki gelişmenin bir sonucu olarak zırh teknolojisi
zayıflatılmış uranyumlu zırhlarla yetinmeyip “AKTİF ZIRH” tasarımı ortaya çıkmıştır.
Bu zırhın esası, tanka fırlatılan merminin tespit edildikten sonra aktif veya pasif
tedbirler ile etkisiz hale getirilmesine dayanmaktadır.
 
Pasif tedbirli zırhlı araç, tehdidi algıladıktan sonra çeşitli yöntemlerle kendini
saklayarak veya DECOY (sahte görüntü) fırlatarak füzeyi yanıltmaktadır.
Aktif tedbirli zırhlı araçlar ise tehdidi algılayarak tanka isabetinden önce karşı
ateşle tahrip prensibine dayanmaktadır. Tehdidin algılanması ve tahribi 12 mili/saniyede
gerçekleşmektedir ve füze bu süre içinde ancak cm ile ifade edilecek kadar yer
değiştirebilmektedir.


* Aktif Zırh 

NBC Koruması:
 
İkinci nesil tanklarda gaz maskesi ve gaz zerre süzgeçleri ile basınçlı tip NBC
koruması kullanılmaya başlanmış olup, halen modern tanklarda basınçlı tip NBC
koruması kullanılmaktadır.

Yangın Söndürme Sistemleri:
 
Günümüz tanklarının dizel hale gelmesi onları kullanan personelde yangın
tehlikesini tamamen ortadan kalktığı düşüncesini oluşturmuş, bu nedenle beklenmeyen
bir tehlike olduğunda yangın söndürme sistemlerini kontrolü konusunda gevşek
davranılmıştır. Yeni geliştirilen tankların tamamında kullanılan gövde ve kulelerde
yangın ve infilakların önlenmesi amacı ile; yangını 23 milisaniyede tespit edip 710
milisaniyede bastıran modern tanklardaki enfraruj algılayıcı ve ısı dedektörlü
sistemlerin gelecekte de kullanılacağı beklenmektedir. Ancak yukarıda da belirtilen
nedenlerle personelin bu sistemlerin devamlılığını daha ciddi kontrol etmeleri
gerekmektedir.

Komuta Kontrol:
 
Bugünün ve geleceğin muharebelerinde tek tanka, birliğe komuta etmek ve
aynı anda muharebe etmek birbirinden ayrılmayacak unsurlardır. Bu amaçla Frekans
Atlamalı Telsizler, Mevki Tayin Sistemleri ve Araç içi Bilgilendirme Sistemleri
kullanılmakta olup gelecekte de kullanılmaya devam edecektir.

Motor Gücü:
 
Hareket yeteneğini mükemmele ulaştırmada dikkate alınacak en önemli husus
güç kaynağıdır. Bu husus tank modernizasyonu ve yeni dizaynın en önemli parçasıdır.
Tankın ağırlığının artmasına paralel olarak motor güçleri de 1500-1800 B.G' ne
çıkarılmıştır. Halen kullanılan 1500 - 1800 B.G' lü gaz türbin motorla, elektrikli
transmisyon ve hidropnömatik süspansiyon sistemleri gelecekte de kullanılacaktır.

Halen Dünya Ordularında Kullanılan Modern Tankların Genel
Özellikleri;

M1 Abrams
120 mm yivsiz-setsiz top,
Yatay ve dikey stabilizasyon sistemli,
Termal gece görüş sistemli,
 Elektronik kompitür,
1500 BG gaz türbinli motor,
NBC koruma tertibatlı,
Seramik-alüminyum alaşımlı Chobham zırhlı,
Atış sürati dakikada 9 atım,
Savaş bölmesi ve yakıt depoları cephane bölmelerinden emniyetli kapaklarla ayrılmıştır.
Cephanenin infilakında personele zarar gelmemektedir.


* Amerikan M1 Abrams Tankı
 
Leopard 2
120 mm yivsiz-setsiz topu bulunan, Alman yapımı bu tankta, M1 Abrams
tankı özelliklerinde olup, emniyetli kapak sistemi yerine otomatik yangın söndürme
sistemli hava boşluklu zırh ile kaplıdır.


* Alman Leopard 2 Tankı
 
AMX-40
Fransız yapımı pasif gece görüş sistemli, azami hızı ve atış sürati düşük olup,
zırhı 100 mm çaplı silâhlara karşı koruma sağlayabilmektedir.


* Fransız AMX-40 Tankı
 
T-80
125 mm topu aynı zamanda AT-8 füze lançerli,
3 kişilik mürettebatlı, otomatik doldurmalı,
Reaktif zırh korumalı,
Lazerli mesafe ölçücü ve kompitüre sahip,
 Gece görüş imkânı olan bir tanktır.


* Rus T-80 Tankı

Merkava-3
İsrail'in Merkava serisi tanklarındandır. 120 mm topu olan bu tankın en
önemli özelliği tehdit algılama özelliğidir. Kule üzerindeki algılayıcı cihazlar tanka
yöneltilecek lazer ışınlarını ve milimetrik dalga yayınlarını tespit ederek mürettebatı
ikaz edecek sistemi faaliyete geçirir. Lazer güdümlü füzelere ve milimetrik dalga yayını
ile güdülen Tas ve topçu mühimmatına karşı koruma sağlamıştır. Ayrıca zırhı reaktif
zırhla kaplı olup modüler yapıda olduğundan sahrada kısa sürede değiştirilebilmektedir


* İsrail Yapımı Merkava-3 Tankı

Kaynak: Türk Ordusunda Zırhlı Birlikler - Teoman Engin

Düzen ve Derleme: Ufuk Köse (
Ufuko) 
 
Toplam 402689 ziyaretçi (892915 klik) kişi burdaydı!
Hakkımızda

Adıyaman Filarmoni


adıyaman filarmoni orkestrası afo

DMCA Lisans


DMCA.com Protection Status

www.OffersBux.com


earn money online www.offersbux.com

Site Hakkında

Sitemizde geçmişten günümüze uzanan tanklar hakkında gerek Türkçe gerekse yabancı kaynaklardan çeviri ve derlemeler hazırlayarak sizlere sunuyoruz.

Yandex.Metrica PageRank adıyaman filarmoni orkestrası afo earn money online www.offersbux.com
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol